Kayıp ada teorisi adanın gerçek dünya ile ilişkisinin olmadığını savunmak amacı ile yazılmış; ek olarak bu teorinin adada gerçekleşen bazı ilginç olay ve durumlara açıklık getirdiği düşünülmüştür. Dizi bölümleri ilerledikçe teori üzerinde güncellemek yapılacak, tutarsızlığı kanıtlanan kısımları kaldırılacaktır.
Philadephia Deneyi - Gökkuşağı Projesi
“28 Ekim 1943 ; ABD’li bilim adamı Dr. Morris Jessup’ın, Einstein’ın birleşik alanlar kuramına dayanarak bir “ışınlama” deneyi yaptığı öne sürüldü. “Philadelphia deneyi” adıyla bilinen ve askeri gizlilik çerçevesinde gerçekleştirilen deneyde, 104 mürettebatlı “USS Eldridge” adlı askeri gemi, tanıkların iddialarına göre Philadelphia deniz üssünde, yeşil bir sise bürünerek yavaş yavaş “kayboldu” ve kısa bir süre sonra 640 km. ötedeki Norfolk deniz üssünde ortaya çıktı.”
Deney bölüm 1
Philadelphia Deneyi’nin temelinde düşünce olarak Albert Einstein’ın ”Çekim ve Elektriklenmede Birleşik Alan Kuramı” vardır. Teori konuyla ilgili kişilerce “Elektronik kamuflaj” olarak tasarlandı. Einstein’ın teorisi 1925-27 arasında Almanya’da bir bilim dergisinde yayınlandı. Fakat Einstein, bu teoriyi henüz denememiş ve daha tam anlamıyla geliştirmemişti. O tarihteki asıl amaç, çok güçlü elektromanyetik alan oluşturarak gemilerin görünmez olmaları ve düşman kuvvetlerine karşı korunmasıydı. Hatta deney sayesinde, elekromanyetik alanı havada oluşturarak üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştü. Deneyin çalışmaları 1930 yıllarda “Project Rainbow” ismiyle Chicago Üniversitesi’n de başlatıldı. Bir yıl aradan sonra çalışma Princeton Üniversitesi’nde devam ettirildi. Projede yer alan bilim adamları, Einstein, Dr. Johnvon Neumann ve Dr. Nikola Tesla’ydı.
Teori bölüm 1
1943 yılında gerçekleştirilen ve başarılı! sonuçlar veren Philadelphia Deneyi Alvar Hanso’yu çok etkilemiştir. Kendi deney ve araştırmaları için tasarladığı adanın elektromanteyik bir alan arkasında gizlenebilir (görünmez) olması düşüncesi Alvar Hanso’yu harekete geçirdi. Uzun bir çalışma dönemiminin ardından Alvar Hanso, Philadelphia Deneyi’ni modelleyerek adanın elektromanyetik bir alan arkasında görünmez olmasını sağladı.
Deney bölüm 2
Deneyin mürettebat bulunan bir gemide yapılması bilim adamları tarafından büyük bir risk taşıdığı için kabul edilmezken, Amerikan Donanması bu konuda ısrarlıydı. Donanmanın ısrarlarının devam etmesiyle beraber iki dev jeneratör geminin ön tarafına monte edildi, buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi, 3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp, iki jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı. Özel senkronizasyon ve modülasyon devreleriyle diğer ekipmanlar; oluşan kütlesel elektromanyetik alanları indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı. 27 Ağustos tarinde USS Eldridge gemisi metal kafeslerde saklanan hayvanlarla beraber deney için hazırlandı. Deney jenaratörlere güç verilerek başlatıldı. Manyetik alan oluşmaya başlamıştı. Daha sonra gemiyi yeşilimsi bir sis örtmeye başladı ve USS Eldrigde kaybolmaya başladı. Kısa bir sürenin ardından gemi tamamen gözden kaybolmuştu. Herşey planlandığı gibi ilerliyordu. 15 dakika sonra verilen emirin ardından şalter kapatıldı. Şalterin kapatılmasıyla beraber yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye başladı. Fakat gemi materyalize olduğunda birçok hayvanın kaybolduğu, gemide kalanlar üzerinde yanık izlerinin olduğu ve birçoğunun anormal davranışlar gösterdiği görüldü. Deney gerçek bir mürettebat ile kesinlikle gerçekleşmemeliydi.
Teori bölüm 2
Philadelphia deneyinin ilk aşamalarında kullanılan metal kafesler içinde saklı hayvanlar; adada bulunan farklı hayvanların ve kafeslerin neden orada olduğunu açıklıyor. Ayrıca deney sonrası anormal davranışlar sergileyen ve saldırganlaşan hayvanlar; adada başıboş gezinen kutup ayısının, Hurley Bird olarak da bilinen saldırgan kuşu ve Sawyer’ın yakaladığı inanılmaz derecede yüksek ses çıkartan kurbağanın davranışlarını da açıklıyor.
Deney bölüm 3
28 Ekim 1943′te deney yine aynı gemide donanım değiştirilerek gerçek bir mürettebat ile tekrarlandı. Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra gemi hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı. Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgide yok oldu. Gemi tamamen yok olmuştu. Bir kaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk’ta ortaya çıktı. Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia’da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı. Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmediler. En korkuncu beş tane denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı. Bazıları delirirken, bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı, yani dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu. “Donma” adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donmustu ve altı ay sonra kurtarılabildi. Deney gerçek bir mürettebatla gerçekleştirildiğinde ortaya çıkan sonuçlar büyük bir sırrın başlangıcı oldu. Amerikan Donanması bu tarihten sonra deneyi yaptığını kabul etmedi.
Teori bölüm 3
Alvar Hanso gerek elinde bulunan donanma gerekse kendisi için çalışan bilim adamlarının başarısıyla modellediği deneyi başarı ile gerçekleştirdi. Ada elektromanyetik bir alan arkasında görünmez hale gelmişti. İkinci sezon sonunda gökyüzünü kaplayan mor renk elektromanyetik alanın Philadelphia deneyindeki yeşilimsi renkteki sise işarettir.
Girilen rakamlar sayesinde adanın gizliği sağlanmakta ve adanın dış dünya ile ilgisi kaybolmaktadır. Adaya geldikten sonra deneyimli bir denizci olmasına ve millerce yol katetmesine rağmen Desmond’ın sürekli olarak adanın çevresinde dolanmasının nedeni elekromanyetik alan olarak açıklanabilir. Ayrıca Desmond’ın adanın bulunduğu alanı bir kar küresine (snowglobe) benzetmesinin nedeni de adanın elektromanyetik bir alan içinde bulunması ve dış dünya ile bağlantısının olmamasıdır. Ayrıca Walt ve Micheal’ı serbest bıraktıklarında rahat tavırlar sergileyen ve adanının etrafında dönüp duracaklarını söyleyen “diğerleri” (others) elektromanyetik alanın farkındadır. Benzeri bir şekilde Sayid, Jin ve Sun’ın tekneyle adanın etrafında dönüp duracağı “diğerleri” others tarafından ifade edilmiştir. Uçağın adaya düşmesinin nedeni elektromanyetik alanın numaraların girilmemesi ile ortadan kalkmasıdır. Uçak düştükten sonra tekrar numaralar girilerek ada elektromanyetik alan içerisine alınmıştır. Desmond’ın gelecek hakkındaki tahminleri ikinci sezon finalinde gerçekleşen elektromanyetik alan deşarjıyla birlikte gelen patlamanın etkisi olabilir. Philadelphia deneyi sonrasında da mürettebatta psişik yeteneklere sahip olanlar gözükmüştür. Henüz yayınlanmamış olmasına rağmen 3. sezon 4. bölümde Desmond’ın üzerinde çalıştığı cihaz, elektromanyetik alandan çıkışı sağlayan bir açık bulmak için düzenlenen bir sistem (yol gösterici) olabilir.
Deney bölüm 4
“Biz bir zaman dizisi içerisinde yaşıyoruz her hareketimizde bir an geçiyor ve zamanı olmadan süregelen uzayla çevriliyiz. Uzay - Zaman içinde bir yerde, bir an için var olduğumuzda, oluşan zaman karesi yani o anın resmi, lokal Uzay - Mekan koşulları gereğince yakalanır ve dünyadan çıkarak güneş sistemine yayılır ama uzaya gitmez ve Güneş sisteminin çevresinde yörüngeye girer. Bu “Işınlanma” gibidir.Yani her hareketimizin bir resmi çekilip, uzaydaki albümde yerini alır. Bu sonsuz zaman resimleri veya dilimleri dünyanın varoşundan beri vardır. Yani dünya zamanı içinde değilde, uzay zamanı içinde geri dönüp tüm resimleri görebiliriz. Bu oluşumun diğer koşulu bugünün emilme özelliğidir. İçinde bulunduğumuz an bir balon gibi şişerek holografik bir görüntü oluşturur; bu anlık resimlerin biriktiği bir alandır ve özel bir uzay alanındadır. Yani o alanda geçmişdeki tüm anlar vardır; işte USS Eldridge’nin Norfolk’ta ortaya çıkmasının nedeni geçmişinde orada bulunmasıdır; çarpılan Uzay - Zaman alanında geminin geçmişte orada bulunduğu anı resmi ortaya çıkmış ve gemi görünmüştür. Yani o anda hem Philadelphia’da hemde Norfolk’tadır. Eğer zaman alanını yeterince bozabilirsek, geçmiş herhangi bir yerde görünebilir. İki tane balon düşünün; birisinin içinde Philadelphia’da USS Eldridge bulunsun; diğer balon ise Norfolk’ta ama içi boş. Bu boş balonda madde olmayan holodrafik görüntü beliriyor ve bu görüntü geçmişte bir yerde olan uzaysal bir imaj. Geçmişteki her zaman resmi bir holografik bir imaj balonu olarak vardır. Bunu bir çizgi filmin kareleri olarakta düşünebilirsiniz. Bu resim dizisi her varolan her şey için oluşmaktadır. Eğer biz Philadelphiya’da bulunan USS Eldridge’nin kendisinin bulunduğu dolu balonu sıkıştırırsak, Norfolk’daki boş balona giden maddi bir bağlantı koridoru yada madde tüpü oluştururuz.”
Teori bölüm 4
Yukarıdaki karmaşık anlatımın özetinde uzayda geçmişe ait görüntülerin saklandığı ve gerçek hayatta bulunmadıkları yer ve zamanlarda görüntülenebileceği anlatılıyor. Bu doğrultuda Jack’in babasını, Hurley’in akıl hastanesindeki arkadaşı Dave’i, Kate’in siyah atını adada görmesini ve diğer birçok hayal ve doğaüstü görüntüler uzay-mekan ve uzay-zaman kavramları ile açıklanabilir.